Tüm kitap meraklılarına selamlar! Sizlerle çok heyecanlanarak gerçekleştirdiğim bir projeyi paylaşıyorum! Sahaflar ve ikinci el kitaplar üzerine kurduğum blogta bir sahafın olmaması tuhaf olurdu diye düşünerek sizler için önceki paylaşımımda da detaylı bilgilerini verdiğim Okuyorum Kitabevi'ne gittim ve Sacettin İnce ile bir röportaj yaptım. Sacettin Bey, tüm anlayışı ve cömertliği ile soru sormama gerek bile kalmadan, yaptığı meslek hakkında içtenlikle açıklamalar yaptı. Sohbetimizde özellikle "Sahaf kimdir, kime denir?" ve "Sahafların kültürdeki yeri nedir?" gibi sorulara değindik. Sacettin Bey, entelektüel birikimini cömertçe bize sunarak kitapların insan hayatında nerede durması gerektiğini, nasıl sahaf olma kararı aldığını, sahafların kültür taşıyıcılığındaki önemli rolünü bizlere anlattı. Kısacası "Sahaflık nedir?" üzerine derin bir sohbet gerçekleştirdik. Sohbetin detaylarına inmeden önce kısaca Sacettin Bey’den bahsetmek istiyorum. Kendisi bir dönem gazetecilik yapmış ve kendi tabirince gazetelerin gazete olduğu zaman ki Hürriyet gazetesinde çalışmış. Fakat evindeki yedi bin kitapla gazetecilik yapmanın artık mantıklı olmadığını düşünerek kendi kitabevini 22 sene önce kurmuş. Aynı zamanda yazmış olduğu altı kitap var fakat artık basımı yapılmıyor. Konuşmalarından işini çok severek ve layıkıyla yapmaya çalışan azılı insanlardan olduğunu çok rahat anlayabiliyoruz. Hatta kitaplara olan tutkusu, yaptığı işi iş olmaktan öteye taşıyor. Bu yüzden de kitabevine gelen okuyucuları müşteri olarak nitelendirmeye kesinlikle karşı. Sahaflık konusuna dönecek olursak, Sacettin Bey'e göre sahaflık, kültür taşıyıcılığının önemli bir kısmını sırtlanan fakat zaman zaman sarraflıkla bile karıştırılabilecek kadar fark edilmeyen bir meslek. Kendi emeği ve edindiği sadık okuyucu kitlesiyle oluşturduğu kitabevine girdiğiniz zaman aslında bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu anlıyorsunuz. Sayfaların arasından çıkan aşk mektuplarını, öpücüklü peçeteleri ve yine sayfa aralarında kuruyup güzelliğine bir de hafif melankoli katan gül yapraklarını düşündüğünüz zaman aslında taşınanın sadece edebi kültür olmadığını, aynı zamanda kendi hayatlarımızın da olduğunu görüyoruz. Bir de tabii "sahaf kime denir" meselesi var. Sahaf, sadece ikinci el kitap alıp satan kişiye değil, nadir bulunan ve artık basımının yapılmadığı eserleri bulup okuyucuya ulaştıran kişiye deniyor. Toplamak gerekirse; bir sahafın işini ve derdini sahafın kendisinden daha iyi anlatabilecek biri olmadığı için, yukarıda bahsettiğim soruları ve daha fazlasını bir sahaf olan Sacettin İnce’ye sordum. İlgilenenler için gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet aşağıda :) Umarım kitaplar üzerine olan bu sohbetimiz hoşunuza gider. Bu eski ve değerli kültürün hak ettiği değerin anlaşılması gerektiğine inanıyorum ve umarım Sacettin Bey'le yaptığımız bu sohbet de bu amaç doğrultusunda etkili bir adım olmuş olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler! Son olarak Sacettin Bey, herkesin hayatının birkaç döneminde mutlaka okumuş olması gerektiğine inandığı kitaplardan bir okuma listesi de paylaştı. Vaktinin çoğunu sarı, selüloz kokulu sayfalar arasında geçiren birinden bir tavsiye listesi almak benim için oldukça değerli. Umarım sizin de kitap tercihlerinizde yardımcı olur ya da önceden okuduysanız hafızalarınızı tazelemenizi sağlar :) Sacettin İnce iletişim bilgileri ve sosyal medya hesapları:
Telefon: 0536 278 90 97
0 Comments
Tüm kitap meraklılarına selamlar! Covid-19 sebebiyle okumalarımızı evlerimizden yaparken burnumuzda tüten dört büyük kütüphaneyi sizlerle paylaşmak istedim. Kütüphaneler tabii ki de Ankara'dan. Hayatlarımız tekrar normale döndüğünde özgürce ve tereddüt etmeden kitap kokularıyla buluşacağımız günler için listemi aşağıda bulabilirsiniz! 1. MİLLİ KÜTÜPHANEMilli kütüphane, 1946'lara dayanan tarihçesiyle Türkiye'nin kanunla kurulan ilk ve tek kütüphanesidir. Türkiye'nin en büyük arşivine sahip kütüphanesi olma ayrıcalığına sahip Milli Kütüphane, Türkiye'nin kültürel hafızasıdır diyebiliriz. Arşivinin toplanmasında dönemin Maarif Vekâleti Yayım Müdürü Adnan Ötüken ve dönem entelektüellerinin katkıları çok büyüktür. Bünyesinde nadir basma kitaplardan süreli yayınlara, geniş Atatürk arşivinden kitap dışı materyallere kadar bir çok esere ve tarihi kayıtlara ulaşmanız mümkün. Uluslararası iş birlikleriyle tüm halka açık bir dijital kütüphane hizmeti de vermektedir. Peki araştırma görevlilerinin ve öğrencilerin göz bebeği olan Milli Kütüphane'ye giriş nasıl yapılıyor ve kütüphaneye kimler girebiliyor? Öncelikle, kütüphaneye girmek için bir giriş kartınızın olması gerekiyor. Giriş kartının alınması için kütüphane içerisinde bulunan "Milli Kütüphane Kayıt Birimi"ne gitmeniz gerekmekte. Üye giriş kartı; akademisyenlere, kamu çalışanları ve emeklilere, meslek odalarına ya da barolara kayıtlı meslek sahiplerine, basın mensuplarına, üniversite ve yüksek öğretim öğrencileri veya mezunlarına, öğrenim durumuna bakılmaksızın görme engelli bireylere ve yabancı uyruklu araştırmacılara veriliyor. Üyelik koşullarına uymayan vatandaşlar ise kütüphane genel müdürlüğüne dilekçe yazarak başvuruda bulunabilirler ve kabul edildikleri takdirde ise 6 aylık bir "süreli giriş kartı" alabilirler. Covid-19 dönemi kapsamında çalışma saatleri şu şekildedir: Hafta içi: 09.00 - 18.00 Hafta sonu: Kapalı Daha detaylı bilgi için aşağıya eklediğim kütüphanenin resmi sayfasına ve haritadan konumuna bakabilirsiniz. http://www.millikutuphane.gov.tr/ 2. MİLLET KÜTÜPHANESİAçılışının siyasi ve entelektüel camiada büyük olay yarattığı Millet Kütüphanesi, Ankara'nın en yeni ve Türkiye'nin en büyük kütüphanesidir. Kütüphane, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne bağlı olup 5.500 kişilik oturma kapasitesiyle göze çarpıyor. Arşivi, Milli Kütüphane kadar geniş olmasa da 2018 yılında kurulmasına rağmen hatırı sayılır bir büyüklüğe ulaşmıştır. Ayrıca oldukça geniş bir e-kütüphane hizmeti de veriyor. Farklı kitap salonları dışında sosyal etkinlikler için ayrılmış konferans salonları da kütüphanenin bünyesinde yer almakta. Mimarisi ise listedeki diğer üç kütüphaneye göre oldukça gösterişli. İslami motiflerin sıklıkla yer aldığı okuma salonları, içerisinde bulunan kubbeleri ve 16 Türk devletini temsil eden devasa kolonlarıyla bir yüzünü eskiye; kullanılan materyallerin ve sunum şekillerinin yeniliğiyle diğer yüzünü moderniteye dönmüş gibi görünüyor. Bütün bu mimari anlayışıyla Ankara'da bulunan tüm kütüphanelerden çokça farklı bir kütüphane. Peki kütüphaneye kimler nasıl giriş yapıyor? Kütüphaneye giriş yapabilmeniz için e-devlet üzerinden üye olmanız gerekiyor ve herhangi bir koşul gerekmiyor. Eğer ki e-devlet üzerinden üyelik yapmadan giderseniz, kütüphane ana kapısından T.C kimliğinizle ya da yabancı uyruklu bireyler için verilen, 99 ile başlayan kimlik numarasıyla üye olabilirsiniz. Covid-19 dönemi kapsamında çalışma saatleri şu şekilde: Hafta içi: 09.15 - 15.45 Hafta sonu: Kapalı Daha detaylı bilgi için aşağıya bıraktığım kütüphanenin resmi sitesine ve haritadan konumuna bakabilirsiniz. https://mk.gov.tr/ 3. ADNAN ÖTÜKEN İL HALK KÜTÜPHANESİAdnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi, Ankara'daki en önemli halk kütüphanelerinden biri denebilir. Hiçbir ayrıcalık gözetmeden her yaştan, ırktan, kesimden okuyucuya ücretsiz bir şekilde kütüphane materyalini ulaştırmayı misyon edinmiş bir kütüphane burası. Elektronik kaynak erişimlerini arttırmalarıyla da yeni dönem kütüphanecilik anlayışını takip eden, arşivi kabarık denebilecek sessiz sakin bir kütüphane. Mütevazi ve kullanışlı mimarisiyle diğer binalardan oldukça farklı olan bu yapıda çeşitli aktiviteler için de yer ayrılmış. Düzenli olarak her hafta yapılan entelektüel etkinliklerin yanı sıra yurt içi ve yurt dışına da kitap bağışı yapılmakta. Fakat etkinlikler pandemi döneminden dolayı şu an için faaliyet gösteremiyor. İçeriyi giriş için üye olunması gerekiyor ve üyelik tüm halka ücretsiz bir şekilde T.C kimlik belgesiyle hemen verilebiliyor. 15 yaşından büyük bireyler aynı zamanda da e-devlet üzerinden üyelik oluşturabilir. Covid-19 kapsamında çalışma saatleri aşağıdaki gibi: Hafta içi: 10.00 - 16.00 Hafta sonu: Kapalı Detaylı bilgi için websitesini ziyaret edebilirsiniz: https://adnanotuken.kutuphane.gov.tr/ 4. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANESİListemin en sonuna bünyesinde olduğum için eklemekten gurur duyduğum Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi'ni ekledim. Kütüphane, Türkiye'nin en büyük arşivli özel kütüphanesi olma ayrıcalığını taşıyor. 2019 yılı itibariyle koleksiyonunda 510.725 kitap; 794.676 e-kitap; 96.754 e-dergi abonelikleri; 45.379 multimedya bulunuyor. Her geçen ay yeni veri tabanı abonelikleriyle tüm Bilkent mensuplarına ve dünyanın her yerinden akademisyenlere çok geniş bir araştırma ortamı sağlıyor.
Kütüphanede yalnızca çalışma ve arşiv odaları değil; sergi, toplantı, konferans ve multimedia odaları da bulunuyor. Bu sebepten sosyal olanakları da oldukça gelişmiş bir kütüphane. Listedeki diğer kütüphanelerden en büyük farkı bünyesinde bulundurduğu kaynakların erişimini çok kısıtlı bir kitleyle paylaşıyor olması. Bilkent Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve mensupları dışında kütüphane erişimi oldukça kısıtlı bir şekilde sağlanıyor. Bilkent mensupları dışındaki araştırmacıların telefon ile görüşerek o anki koşullara bağlı olarak özel izin almaları gerekiyor ve ücrete tabii tutuluyorlar. Covid-19 kapsamında kütüphane çalışma saatleri şu şekilde: Hafta içi: 08.30 - 17.00 Hafta sonu: Kapalı Detaylı bilgi için: https://library.bilkent.edu.tr/tr/
Tüm kitapseverlere tekrar merhabalar!
Hepimizin bildiği üzere 2020'ye Covid-19 haberleriyle girdik ve Mart 2020'den beri Türkiye'de de etkisini tüm hızıyla göstermekte... Virüs yayılımını en aza indirmek amacıyla tüm dünya evlerine kapandı fakat hayatlarımızdaki değişim sadece bununla sınırlı kalmadı. Yeme içme alışkanlıklarımızdan kıyafet tercihlerimize kadar tüm temel ihtiyaçlarımız kökten sarsılmış durumda. Pandemi döneminde yemekler, kıyafetler, bütçeler çokça konuşulurken bir diğer alışkanlığımız olan kitap okumayı da ben ele almak istedim. Evlere kapandığımız dönemde kitap kurtlarının bunu en verimli şekilde geçirdiklerine eminim. Fakat bu alışkanlığımızın hiç değişmeden pandemi öncesinde olduğu gibi devam ettiğini düşünüyor musunuz? Cevabını öğrenmek adını sizlere birkaç soru sordum. Gelin hep birlikte bu alışkanlığımıza bir göz atalım!
Anket sonuçlarına baktığımızda Covid-19'la gelen değişimi açıkça görebiliyoruz. Sonuçlara göre eskiden sıkça uğradığımız kitapçılardan olan D&R ve Dost kitapevi, Covid-19'dan sonra müşterilerinde ciddi bir düşüş yaşamış. Bunun tam tersi olarak idefix.com, okuyucuların yeni uğrak adresi olmuş durumda. Fakat pandemiye rağmen liderliği kitapyurdu.com hala elinde tutuyor!
Covid-19 dönemini baz aldığımızda ise en çok okunan kitap türü ütopik/distopik kitaplar olmuş. Ben de sizlerin bu yanıtlarını göz önünde bulundurarak sizler için kitapyurdu.com'dan erişebileceğiniz bir distopik roman taviyesinde bulundum: Fahrenheit 451! Tüm kitap severlere merhabalar! Bu yazımda sizlerle bir kitap janrının Ankara'daki evini detaylı bir şekilde paylaşmak istiyorum. Devr-i Alem sahafın Tunalı Hilmi caddesindeki Tunalı Hilmi pasajında bulunduğundan bir önceki paylaşımımda bahsetmiştim (Ankara'nın Dört Bir Yanından Dört Sahaf). Konum olarak ulaşılması kolay ve çok hareketli bir merkezde yer alıyor. Fakat burayı görsellerle paylaşmaya değer kılan şey yukarıda da bahsettiğim gibi bir kitap janrına ev sahipliği yapıyor olması: çizgi romanlar... Aynı zamanda bu türü kendi hayatlarımıza taşımamızı sağlayan action figürlere de burada bolca yer var. Bu özel sahafın ambiyansını sözcüklerle anlatarak akıllarda kuru bir kare canlandırmak yerine, fotoğraflarla sizlere sunmayı tercih ettim. Benim bu sahafın vitrinine bakar bakmaz yaşadığım görsel hazzı ve içerisinin renkli atmosferini siz de tatmak istiyorsanız, birlikte kitap kokulu bir tura çıkmaya hazır olun! 😊📸📚 Ankara'da bulunan bulunmayan bütün kitap severlere tekrar merhabalar! Ankara'da sahaf arayışında olan ve Ankara'nın farklı yerlerinde bulunan herkes için hem kolay ulaşılabilecek hem de aranan kitabın zahmetsizce bulunabileceği dört farklı sahafı sizler için gezdim. Bu sahaflar Ankara'nın dört farklı semti olan Ümitköy, Ayrancı, Bahçelievler ve Tunalı Hilmi semtlerinde bulunuyor. Dördü de kendine has kitap kokularıyla Ankara'nın merkezi yerlerinde kitaplarını buluşturabileceği okuyucularını bekliyor. Listede bulunan bütün sahaflar yeterli kitap arşivine sahip, aranan kitapların rahatlıkla bulunabileceği; bulunamaması durumunda ise sahiplerinin ilgi ve alakasıyla peşine düşülüp okuyucusuyla buluşturulabileceği kitapçılar. İşte sizler için seçtiğim Ankara'da bulunan dört sahaf: 1. Tunalı HİLMİ CADDESİ'NİN Bol ÇİZGİ Romanlı Sahafı: "Devr-İ Alem Sahaf"Devr-i Alem Sahaf, Tunalı Hilmi caddesinin göbeğinde bulunan Kuğulu Pasajı'nın alt katında bulunuyor. Bu kitapçıyı seçmemdeki asıl neden birazdan okuyacağınız diğer üç sahaftan çok daha farklı bir çizgisinin olması: çizgi romanlar. Burası çok büyük bir çizgi roman kültürüne ev sahipliği yapıyor. Onlarca raf farklı türden çizgi romanlarla, mangalarla dolup taşıyor. Bu çizgi romanlara eşlik eden yüzlerce action figür dediğimiz karakter oyuncaklarının bulunması da burayı koleksiyoncuların uğrak yeri yapmakta. Kitapçıya daha girmeden vitrinine baktığımız zaman buranın cıvıl cıvıl bir sahaf olduğunu anlayabiliyoruz. İçeriye girip saatlerin yenmesi işten bile değil diyebilirim. Şahsen son uğrayışımda bir kitap bakıp çıkacak olmama rağmen 40 dakika içeride oyalanmıştım. Burayı pek çok kitapçıdan ayrıcalıklı kılan bir diğer özelliği ise çok geniş bir kitap yelpazesinin bulunması. İçeride ikinci el nadir kitaplardan sıfır dediğimiz hiç kullanmamış kitaplara kadar çok renkli kitaplar bulunuyor. Kategorize edilerek yerleştirilmiş binlerce kitap, raflar arasındaki profesyonel aydınlatma ve tabii ki güler yüzlü sahibi Evrim Bey bu kitapçıyı kitap arayışında olan okuyucuların uğrak yeri yapmış bile. Arşivinde Türk ve dünya edebiyatından araştırma ve sanat kitaplarına kadar çok farklı alanlardan ve türlerden kitapların bulunabileceği sıcak bir kitapçı burası. Genel olarak bu sahafa baktığımız zaman, yolu Tunalı Hilmi'ye düşen okuyucular için kitap alınmasa bile içeri girip keyifli vakit geçirilebilecek bir yer. Eğer özel olarak aradığınız bir kitap varsa arşivinde bulunma olasılığı çok yüksek çünkü yukarıda da belirttiğim gibi hem ikinci el hem sıfır kitap satışı mevcut. 2. AYRANCI'DA MİYAVLI BİR SAHAF: "MELANKOLİ SAHAF"Melankoli Sahaf, önceki adıyla Sahaf, sahibi Öner Bey'in kedileriyle dolup taşan çok sevimli bir kitapçı. 2013'ten beri Ayrancı'da onun üzerinde kedisiyle birlikte okuyucularını ağırlıyor. Ağırlıyor dememdeki maksat, Öner Bey gelen müşterilerine evlerindeki okuma komforunu sağlamak için elinden geleni yapıyor. Dükkanın dışına koyduğu sandalyeleri, masası ve tanıdık tanımadık herkese ikram ettiği sıcak çayı ve sohbetiyle bu işi bir iş olarak görmekten çok evinde misafir ağırlar gibi bir samimiyeti var. Melankoli Sahaf, arşivinde nadir bulunan ikinci el kitapları da barındırmasından dolayı koleksiyonerlerin de uğrak yerlerinden olmuş. Öner Bey aynı zamanda okuyucuların elden çıkarmak istediği kitapları da satın alıyor. Bu yüzden Melankoli Sahaf hem elinizdeki kitapları satabileceğiniz hem de yerine yenilerini rahatlıkla bulabileceğiniz bir kitapçı. Şunu da belirtmek isterim ki Öner Bey elindeki kitapları kategorize edip bir düzen içerisinde sıralamayı reddediyor. Ettiğimiz sohbet esnasında okumanın ve kitap arayışının "yolda olmak" demek olduğunu, yoldayken de araştırma yapmanın, farklı yerlere bakmanın, kısacası yoldan keyif almanın hepsinden daha önemli olduğunu belirtti. Asıl kaygısının ticari değil, orada geçirilen vaktin kaliteli olmasını istediğini söylüyor. Yani, Melankoli Sahaf, hem aradığınız kitaplara ulaşabileceğiniz hem de keyifli vakit geçirebileceğiniz sıcacık bir kitapçı. 3. ÇAYYOLU'NUN BÜYÜK ODA SAHAFI: "OKUYORUM KİTABEVİ"Okuyorum kitabevi de yine hem sıfır kitaplar bulabileceğiniz hem de nadide parçaları takip edebileceğiniz bir sahaf. Çok geniş bir odadan oluşması ve binlerce kitaba ev sahipliği yapması aradığınız kitabın ulaşımını çokça kolaylaştırıyor. Sahibi Sacettin Bey'in ilgisi de arayışınıza hem keyif hem sonuç katıyor... İstediğiniz bir kitap elinde olmasa bile peşine düşüp bulmanızda size yardımcı oluyor. İçerisi oldukça büyük olmasına rağmen kategorize edilmiş rafları aradığınız bir kitabın rahatlıkla görülmesine olanak sağlamakta. Kitapçının Ümitköy gibi nedense beklenmedik bir yerde oluşu ise o civarlarda oturanlar için büyük bir şans. Ümitköy'de oturmuyorsanız da üzülmeyin, Çayyolu metrosuna 1.5 km mesafede. Kısacası Okuyorum Kitabevi, Saceddin Bey'in hoş sohbeti ve çok geniş arşiviyle kitap arayışında olan sizlere bir hayli yardımı dokunacaktır. 4. BAHÇELİEVLER'DE dostlar MECLİSİ: "GÜVEN SAHAF"Güven Sahaf, 2008 yılından beri Bahçelievler'in göbeğinde, Ankara'nın en kolay ulaşılabilir yerlerinden birinde kitapseverleri ağırlıyor. Özellikle nadide parçaları, imzalı eserleri ve plaklarıyla, sahaf kültürünü Ankara'ya dolu dolu tattırıyor. Burası da yine aranan bir parçanın bulunmadan dönülmeyeceği bir sahaf. İçerisinde çok geniş ve değerli bir arşiv barındırmakta. Güven Sahaf'ın bir diğer cazip yanı ise dönem dönem gerçekleştirdikleri söyleşileri ve imza günleri. Anlayacağınız, bu tarz kitap kokulu aktivitelerle kapısı herkese açık. Bu sayede bir çok kitapsever bir araya gelip kitap tartışıyor, sohbet ediyor ve bu kitapçıyı bir dost meclisine dönüştürüyor. Tabii bu sohbetlere sahibi Güven Bey'in ve eşinin hoş sohbeti de kedileriyle birlikte size eşlik ediyorlar. Bu yüzden de Güven Sahaf müdavim kitapseverleri olan sosyal bir kitapçı. Bahçelievler'de merkezi bir konumda bulunan zengin arşivli Güven Sahaf, kolayca ve keyifle uğramak isteyebileceğiniz kitapçılardan biri olabilir.
Ankara’da bulunan ya da bulunmayan bütün okurlara selamlar!
Ben Bilkent Üniversitesi psikoloji bölümü son sınıf öğrencisi Nil Başak Duruk. Sosyal bilimlerle ilgilenen bir lisans öğrencisi olarak okumak hayatımın merkezinde bulunuyor. Lisans eğitimime başlamadan önce de kitaplar hayatımın önemli bir yerinde bulunuyordu. Üniversiteyle birlikte daha akademik okumalara başlamış oldum sadece. Bu da beni doğal olarak kitap arayışında olan bir insana dönüştürdü. Sahaflara gelirsek, kitaplarımı sahaflardan almayı çok seviyorum. İçlerinde eski sahiplerine ait bulduğum notlar, isimler, hatta bazen kokular, kitaba başka perspektiflerden bakmamı sağlıyor... Ve tabii sahafların o karışıklığında vakit geçirmek de bence zaman öldürmek için keyifli bir seçenek. Karşıma neyin çıkacağını bilememek kitap arayışımı ilginç ve daha heyecanlı kılıyor. Üniversite için Ankara’ya geldiğimde burada sahaf kültürünün oldukça canlı olduğunu fark ettim. Aradığım kitapları bulabileceğim, renklerin ve çeşitlerin çok olduğu sahafları araştırmaya başladım. Fakat fark ettim ki internet üzerinde güncel olarak ulaşabileceğim, sahafların adreslerini ve kısa tanıtımların olduğu bir internet sayfası mevcut değil. Bulduğum bir iki sitedeki sahaf adresleri ise maalesef güncel değildi. Tunalı sokaklarında yürüyüp ulaştığımda kapandığını gördüğüm birçok sahaf oldu. Bu yüzden, Ankara’da canlı olduğu halde üzerine düşülmemiş bu ikinci el kitap kültürünü ele almak istedim. Amacım hem belli başlı sahafları tekrar gezip kendime minik bir tur hazırlamak, hem de bu turdan elde ettiklerimi sizlerle paylaşmak. Ankara’da olup sahaf arayışında olanlarınız olduğuna ya da bu kültürü merak edip araştıranlarınız olduğuna eminim. Bu amaç doğrultusunda Ankara’nın sahaflarını gezip, adreslerini, fotoğraflarını, sahiplerini belirtip mekan hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Bu blogun, ikinci el kitap arayışlarında size yardımcı olmasını umut ediyorum. Ayraçlarınızı hazırlayın! |
YazarNil Başak Duruk, Bilkent Üniversitesi'nde psikoloji lisans eğitimi alan kitapsever bir öğrenci. ArşİV |